Amerikan Mobilya

İçerik

Amerikan Mobilya
Amerikan mobilyası ülkemizde de dâhil birçok ülkede en çok tercih edilen mobilya türleri arasındadır. Ona bu evrenselliği kazandıran ise Amerika’nın ilk kuruluşundan günümüze kadar uzanan çok eski bir geçmişinin olmasıdır. Amerika mobilya ve dekorasyonda İngiltere, Fransa, İskoçya gibi birçok ülkeden etkilenmiş ancak sonucunda kendine özgü bugünkü tarzını oluşturmuştur. Bugünkü Amerikan mobilyalarını ve dekorasyonunu daha iyi anlamak için geçmişindeki değişim ve dönüşümü bilmek gerekir.
Amerikan mobilyasının geçmişten günümüze 9 dönemi;
Erken Amerikan Tarzı (Early American Style 1640–1700)
Amerika’ya göç eden kolonistlerin yerleşik hayata geçmesi, mobilyada artık sadece işlevsellik değil aynı zamanda zevk ve estetiğin de önem kazanmasına neden oldu. Ahşap malzemenin ağırlıkta olduğu bu dönemde İngiltere’den esinlenilmiş ve büyük mobilyalar kullanılmıştır. Yine İngiltere’de olduğu kadar gelişmiş olmasa da yaygın olan el işçiliği olan oymalar, süslemeler, çiçek, yaprak motifleri, yükseltilmiş paneller ön plandaydı. Bugünün gardırop ve vitrininin temelini oluşturan dolaplar, sehpalar, masalar ve basit başlıklı, alçak direkli yataklar dönemin en önemli mobilyaları arasındadır. Kolonistler her ne kadar yerleşik hayata geçseler de hala taşınmaların sık yaşandığı bu dönemde sandıklar da çok talep gören mobilyalar arasındadır.
Bu dönemin en büyük özelliği mobilya stilleri ve tekniklerinin sonraki dönemlere etki etmesidir. Günümüzde bile mobilyalarda bu döneme ait dokunuşları görmek mümkün.
Kolonyal Tarzı (Colonial Style 1700-1780)
Bu tarzda bir önceki dönemdeki süslemeler yerine daha sade ve daha muhafazakâr mobilyalar üretildi. Bu dönemin en önemli mobilyası günümüzde kullanılan ve daha modern çizgiler ile dizayn edilen kolonyal sandalye modelidir. Yine mobilyalarda kullanılan malzemede ahşap ön plandadır.
Shaker Tarzı (Shaker Style 1787–1860s)
Amerika’da kendilerini topluluktan soyutlayan ve katı dini kurallar çerçevesinde yaşayan bir topluluk olan Shaker topluluğu kendi yiyeceklerini yetiştirdiler, evlerini yaptılar kısacası tüm ihtiyaçlarını kendileri karşıladılar. Buna mobilyaları da dâhildi. Bu tarzdaki mobilyalarda süs ve gösteriş yerine son derece sade ve daha işlevsel özelliklere önem verdiler. Günümüzde kullanılan sallanan sandalyeler ve merdiven arka sandalye o dönemde yapılmış en önemli mobilyalardandır. Yine çekmeceli dolaplar, masalar, dokuma hasır koltuklar en çok kullanılan ürünlerdir. Mobilyalarda dini kuralları gereği mavi, kırmızı, yeşil ve sarı renkleri kullanılırdı. Shaker tarzı günümüzde özellikle sadelik ve işlevselliğin ön planda olduğu dekorasyonlarda görülmektedir.
Amerikan İmparatorluğu Tarzı (American Empire Style 1805–1830)
Bu dönemde daha çok Fransa’dan etkilenen mobilyalarda özellikle kavisli bacaklar ve kollar, hayvan pençesi ayaklar ön plandaydı. Amerikan vatanseverliğini yansıtan yıldız ve kanatları açılmış kartal gibi motiflerin ön planda olduğu süslemelerde ip büklümlü oymalar, sütunlar, marş yaprakları gibi motifler de çok fazla kullanılırdı. Bu tarzda koyu renkli ahşap tercih edilip hatta daha koyu bir görüntü elde etmek için mobilyalar siyaha boyanırdı. Ahşap panellerin yerini cam paneller aldı. Bu dönemin en büyük özelliği ise Beyaz Saray’da Kırmızı Oda adındaki odanın tamamen bu stille dekore edilmiş olması.
Kraliçe Anne Tarzı (Queen Anne Style 1720–1760)
Adını Büyük Britanya Kraliçesi Anne’ den alan, son derece gösterişli ve pahalı mobilyaların yapıldığı dönemdir. Yerleşik düzene geçtikten sonra zenginleşen halkın estetik arayışının mobilyalarda da kendini gösterdiği bu dönemde kanatlı ve goblen koltuklar, günümüzün vitrin ve konsollarına benzer dolaplar gibi gösterişli parçaların yanında yine günümüzde kullanılan daha pratik masa-kitaplık şeklinde mobilyalar da mevcuttur. Klasik tarzda gördüğümüz s kıvrımlar, süslü oymalar, kabriole bacaklar, işlemeli yastıklar ve deniz kabukları motifleri de bu dönemin en göze çarpan detayları arasındadır. Mobilyalarda malzeme olarak ahşap kullanılmış ve daha çok koyu renk tercih edilmiştir.
Art Nouveau Tarzı (1880–1910)
Bu tarz o güne kadarki dönemlerin içinde lüksün en zirvesi olarak kabul edilmiştir. Tamamen dekorasyon ve estetik görünüme önem verildi. El zanaatkârlığının ön planda olduğu bu tarzda mobilya üretimi , Avrupa’da el işçiliğinin aksine Amerika’da seri üretim şeklinde gerçekleştirildi. Bu da ürünlere son teknolojik imajını verdi ve bu da ürünlerin daha değerli olmasını sağladı. Daha çok doğadan etkilenen motiflerde tomurcuk, yaprak, soğan gibi desenlerden oluşuyordu. Ahşap yüzeylerde gördüğümüz akan saçlı kadın figürleri ve zarif, uzun kırbaç eğrisi bu dönemde ortaya çıkmış motiflerdendir.
Art Nouveau Tarzı mobilyaların tasarımları zarif, karmaşık, oymalı ahşap detayların ve parlak yüzeylerin olduğu tasarımlardı.
Art Deco Tarzı (1925–1940’lar)
Bir önceki dönem olan Art Nouveau Tarzındaki makineleşmeden etkilenen Art Deco Tarzı ile “modern” tarza ve ahşaptan metale geçiş yapıldı. Kübizm, Modernizm ve Fütürizm gibi akımlardan etkilenilen bu dönemde modern tarzın temelleri atıldı. Bu tasarım stilinde parlak renkler, cesur geometrik şekiller, süslü metalik ve parlak yüzeyler kullanıldı. Tamamen estetiğin ve görselliğin ön planda olduğu bu dönemde daha sert ve keskin çizgiler kullanıldı. Çokgenler, dikdörtgenler, küreler, güneş patlaması motifler bu dönemde fazlaca kullanılmıştır. Kısacası günümüzün modern dekorasyon tarzının temellerinin atıldığı tarzdır.
Orta Yüzyıl Modern Tarzı (1933–1965)
Bu dönem 2. Dünya Savaşı’ndan sonra değişen yaşam tarzından etkilenmiştir. Özellikle kırsaldan kente göçler ve şehir hayatının ön plana çıkmasıyla birlikte daha minimalist çizgilere sahip mobilyalar tercih edilmeye başlandı. Büyük ve ağır, gösterişli mobilyaların yerine daha sade, şık ve işlevsel mobilyalar öp plana çıktı. Bir önceki dönemde atılan modern dekorasyon tarzı bu dönemde daha da benimsenerek bir yaşam tarzı haline gelirken minimalizmin de temelleri atıldı.
Minimalist Stil (1960’lar-günümüz)
Günümüze kadar gelen bu tarzda Minimalist akım sanatla sınırlı kalmamış dekorasyonda da kendine yer bularak modern tarz ile bir bütün oluşturmuştur. Kübik formlar, geometrik şekiller, nötr yüzeyler, endüstriyel malzemelerin kullanıldığı bu tarzda ışık, biçim, malzeme, alan ve insan temel unsurlardır.
Günümüzde sade, şık ve modern çizgilerin bulunduğu Amerikan mobilyalarında hem geçmişin gelenekselliğini hem de günümüz modernliğini bulmak mümkün. Ahşap en çok kullanılan malzemeler arasında olmakla birlikte metal, cam gibi malzemeler de ahşaba eşlik etmektedir. Amerikan mobilyalarında geçmişte esinlenilen doğa temasının etkisi hala devam etmektedir. Mobilyalarda genellikle toprak renkleri, kahverengi ve beyazın tonları görülmektedir. Amerikan mobilyaları ile dekore edilmiş bir alanda ilk göze çarpan ise sadelik ve şıklığın yanında tüm alanın en verimli şekilde kullanılmasıdır. Örneğin bir yatak odasına girdiğinizde dekorla dolu olmadığını görürsünüz. Mobilyalar büyük, sağlam, kaliteli ve azdır: rahat geniş bir yatak, gardırop, şifonyer, tuvalet masası gibi temel parçalar vardır. Aynı anlayış genel olarak evdeki tüm alanlarda geçerlidir. Kısacası geçmiş yüzyıldaki büyük ve sağlam mobilya anlayışını minimalizm ile birleştirerek ortaya sade, şık ve işlevsel bir dekorasyon anlayışı çıkmaktadır. Aksesuarlar ise dekorasyonu tamamlayan, estetik açıdan uyumlu ve özel seçilmiş parçalardır. Bunun yanında modern tarzda dekorasyonlar ön planda olsa da klasik tarzın tutkunları, retro sevenler, endüstriyel tasarım hayranları vb birçok tarz için de geçmişten günümüze geniş bir ürün seçeneği bulunmaktadır.